Eylül 2009 için arşiv

28
Eyl
09

Beni Terk Etmeyen Tek Aşkım !

Kahve bir çok insanın tutkulu olduğu bence dünyanın en güzel içeceklerinden bir tanesi ! Kokusunu koklamaya bayıldığımdan kahve ve kahve aromalı bişey içerken kendimi uhucu ya da balici gibi hissediyorum ! Bir taraftan ciğerlerimi kahvenin mükemmel kokusuyla doldururken bir taraftanda ağzımın içindeki her hücreyi orgazıma ulaştıracak bir yudum alıyorum ! En son uhucu gibi hissettiğimde Corpus Solus’un balkonunda elimde bir Efes Dark Brown içsem mi koklasam mı karar verememiş bir halde oturuyordum !Şişenin ucundan biradan aldığım kahve kokusu beni büyülüyerek burmunu şişenin ağzından ayırmadan koklamaya itiyordu. ama bu durum hiç rahatsız edici olmamakla beraber üniversite zamanlarındaki kadarda yıkıcı değildi. Çok iyi hatırlıyorum üniversitede Histoloji sınavım var ve o gece bitmesi gereken 600 sayfaya yakın not duruyor önümde ! O zamanlar kullandığım Arjantin bardaklarına benzeyen ama o kadar büyük olmayan hemen hemen 400 cc büyüklüğünde bir kupam vardı. Kupaya 2 çorba kaşığı nescafe çaktıktan sonra sıcak suyla fizyon yarattım resmen :D O kadar acıydı ki kokusu yan odalardan rahatlıkla duyulabiliyordu. Bu bir intihar girişimiydi. 15 dakikada bitirip bir 30 dakika Taşikardi geçirdikten sonra ellerimin titremesini durdurdum. Ve sınava çalışmaya başladım. Sabah 10 daki sınava 24 saatten fazla uyumadan girmeme rağmen hala gözlerim açıktı :D ama kahveyle overdose yapmıştım ve o günden sonra kimse beni kahveden vazgeçiremedi ! Overdose sonrası vücudumdaki her hücre kahveyle tanışmıştı en önemlisi ağzımın içindeki hücreler ve beynimdeki hücreler dünya dışı bu yaratığın dost olduğuna karar vermişlerdi. Değişik tat serüvenlerine çıkmaya başlamamla beraber Nescafeler, Aromalı kahveler, Kahve Likörleri, Kahveli bira, Mac’in Kahveli Milkshake’i derken nerdeyse hayatımda vücuduma giren sıvıarın %60’ı kahve ve kahve aromalı şeylere dönüştü ! En son istanbulda Dunkin Donut’un Filitre kahvesi ve Donutuyla yaşadığım hazzı birçok şeye değişmez hale geldim. Birgün bir kıza platonik şekilde aşık olmam da kahveyle alakalıydı. Bir bankanın restorantında yemek yedikten sonra kahveci kız geldi ve türk kahvesi istermisiniz diye sordu. Kahve hemde Türkünden yemekten sonra hayır diyemeyeceğim birşey. Neyse terasta kahve pişirme arabasıyla beraber geldi. Kahve pişirme arabası küçük bir mangal. İçinde mangal kömürü yanan ve közün içinde ağır ağır pişirilen kahveler yapıyordu bu kız. Tam bir seramoni şeklinde önümüzde iki kişilik kahvelerimizi hiç acele etmeden tam kıvamında olması için çok hassas bir biçimde hazırladı. Kızdan gözlerimi alamıyordum çünkü o bana dünyanın en güzel gösterilerinden birini sunuyordu sanki ! Kahveyi közden alıp Türk kahvesi fincanlarına doldurduktan sonra süper bir servis yaptı. O kıza aşkım onun gösteriyi sonlandırmasıyla bitmişti çünkü yeni aşkımdan bir fırt aldıktan sonra ağzımın içindeki her hücrenin kahveyle orgazımından sonra bu tatminkar gece bana yeterdi de artardı bile :D Dünyada benim gibi kahve severler hatta benden daha çılgın kahve severler olduğunu bilmek güzel birşey,onlar olmasa süper icatları olmazdı. Ne gibi derseniz Kahveli Bira, Kahve Likörü, kahveli Milkshake, Kahveli Ice Slash….. bıdı bıdı…. Sıcak soğuk tüm içeceklere yakışan bu nefis tat hayatımda baya büyük bir yer kaplıyor. Sana aşığım kahve ve bu aşkımız sonsuza kadar devam edecek arada seni alkolle aldatsamda :D
26
Eyl
09

Vazgeçmek !

İnsan birçok seyden vazgeçemeyecem zannediyor. Sigaradan, alkolden, üniversite aşklarından. Bu gece içtim ve arkadaşımla vazgeçemediklerimiz hakında bir muhabbete girdim. Alkolün etkisimiydi bilmiyorum ama eski dosyalar açıldı. Eskiden yaşadıklarımız, ilişkiler takıldıklarımız. o kişiden vazgeçemeyeceğimizi sandığımız anda vazgecegemediğimizi ama sınırlarımız zorlandığı zaman gayet bütün hayellerin yeniden yazıldığına şahit oldum ve hayaller tekrar yazıldığı zaman tekrar dönen için o hayallerde artık yeri olmadığı ve sadece yeniden yapılan hayallere entegre olması gerektiğini düşündüm. Hayatın devamlılığı hayal üretim sürecini tetikleyen bir yapısı olduğu aşikardır. Hep derler ya biri gider biri gelir ya da çivi çiviyi söker bu yeni hayaller kurulana kadar eski dönemin unutulması veya akıldan çıkarılması için üretilen saçma sözler olsada insan kendini kaptırdığı zaman işe yarayan sözlerdir. Yeni bir çivi ararken tetanoz olabiliriz ama yeni hayallerin doğma süreci gerçekten meşakatli birşeydir. Gerekirse tetanoz olmalıdır gerekirse hayata fuck buddyler alınmalıdır. Biraz Makyevelist olun ya sonuca giden her yol mübahtır hele ki kendi hayatın kendi geleceğinle ilgili bir planlama içerisindeysen :D FF’de Tom Waits – Warm Beer And Cold Women ile karşılaştım ve bu yazıya devam etmemde bana güç verdi. Şarkının sözlerinden biri with the platinum blondes and tobacco brunettes I’ll be drinkin’ to forget you ! :D Yukarda yazdıklarımı benden önce düşünen biri var diye düşündüm :D Hatta durmamış şarkı yapmış. Dinlemeniz tavsiyedir :D Neyse konumuza dönersek salak gibi zaman harcayacağınıza, başka tatları deneyerek sevmeyi deneyin yoksa sizde o unutamadığınız tat gibi kabak olursunuz ! Marylyn Manson’un User Friendly parçasında dediği gib “I’m not in love, but I’m gonna fuck you ’til somebody better comes along.” daha açık nasıl diyeyim diyecek bişey yok zaten. Macbethle noktayı koyalım “Come what come may,Time and the hour runs through the roughest day.”
22
Eyl
09

Karını Beceriyor !

Şimdi (Gecenin bir yarısıydı ) TNT de adını bilmediğim bir dizi izliyordum muhabbet şuydu…-Karını acaba burada mı becerdi ?

Bu Türkiyede olsa cinayet nedenidir !
İçki muhabbetinde hatta ve hatta kanka muhabbetinde bile bu laf söylennmez söylenirse ya şişeyle dalınır ya mutfaktan bıçak alınıp gelinir -karın ne kadar orospu olursa olsun- bu lafı söyleyen adam itinayla deşilir. ama adam ne yaptı bu laftan sonra pek zannetmiyorum mutfağı tercih etmişlerdir muhabbeti yaptı. Yok böyle saçma bişey bence bir adamın tepki vermesi için illa Türk kanı taşıması lazım değil. Bu tepki universal bir tepkidir. Tabi şimdi TV ye baktığımda görüyorum ki adam zaten bıçağı almış ve oynak hanımını delik deşik etmiş :D İşte budur yaw. Çok namus meraklısı bir adam olmasam da yinede elime bıçağı almasamda bir tepki göstermek gerekir diye düşünüyorum ! Birileri karını beceriyorsa bunun karşılığı olmalı değil mi ! Ya hırsını karından ya da onun tokmakçısından çıkarmak lazım. Çok ağır bir yazı oldu ama konumuz zaten baya ağır ! Bira içerek kanka muhabbetinde yapılacak bişey değil zaten ! Entrika yok zeka kırıntısı yok bodoslama bir muhabbet var ! ve en can alıcı noktadan, :D damardan giriyorlar ! Bazen senaryo yazarlarının bu kadar geniş ve relax muhabbetler döndürmesine anlam veremiyorum çünkü gerçek hayat öyle değil hiç değil ! Bilim kurgu dizisi yapmıyorsun ki böyle muhabbetlere böyle relax muhabbetlere giresin. Kızlar sexten ne kadar konuşur bilmiyorum ama erkekler aralarında ciddiolmadıklar -Fuck Buddyler- hakkında sexle ilgili bişeyler paylaşırlar aşırıya kaçmadan ! ama bu muhabbeti kaldırabilecek ne Türk ne de yabancı bir adam tanıyorum :D Bu muhabbet biraz Emrah Koş ananı…… gibi olmuş . Siz ne diyorsunuz. Böye bir muhabbetin içinde ne yapardınız !

20
Eyl
09

Yeni Yıla Girebildik mi?

Alkolden tam olarak tarihleri hatırlamasamda sene 2004 -2005. Hangi yıla girdiğimiz konusunda herhangi bir fikrim yok. Dışarı çıkmaktan vazgeçilmiş ve ufak bir house partyle yeni yıla girmeyi planlıyoruz. Realden nevaleleri fazlasıyla topladıktan sonra bir arkadaşımızın evine doğru bilkentin arka yollarından hacettepe köyünden falan geçerek Angora evlerine doğru garip ve bilmediğim yollardan ilerliyoruz. 2 araba kapışır bir şekilde garip köy yollarından hareket etmekte ve hiç bilmediğim ve geçmediğim yollarda son sürat yeni yılın verdiği sevinç , arkadaşlarla geçirilecek güzel bir gece için heyecandan ve arabada o zaman ki sevgilimin olmasının verdiği gazla son sürat biyerlere doğru ilerliyoruz. En sonunda Angora evleri tarafında arkadaşın evine geldik. Ufak bir villa süper güzel bir kış bahçesi ve kış bahçesinin içinde süper bir şömine :D Neyse yemek hazırlıkları başlandı genelde hazır gıdalardan ısıt ye yemeklerinin olduğu 5 kişilik bir masada yemekler yendi. Yemekten sonra laptoplar açıldı ve alınan alkoller ve evdeki nevaleyle acaba hangi karışımlar yapılabilir düşünceleriyle denemeler yapılmaya başlandı. Genel olarak başarısız Kokteyller deneme amaçlı yapıldı ve içildi. Çoğu bulamaç gibi oldu… Ama kafa yapmak için gayet etkiliydi ve saat 10 civarında evde ayık kimse kalmadı… Ben deepfriz’e attığım biraların üstüne Tekila ekleyerek devam ederken bir telefon geldi. Kızlar geliyordu… Ve yarım saat sonra kapı çaldı Bilkentin nadide güzelleri içeri girdi ama tabi benim sevgilim var ve zaten gelen kızlar sevgilimin sectiondan arkadaşları… Neyse zaten aksiyon yapacak kafa kalmamış erken başlayan kafayla biz 4 arkadaş kış bahçesindeki şöminenin önünde keyifli bir gece geçiriyoruz ama bizim kızlar gelen kızlardan dolayı tedirgin. 4 kız; 1 tane manyak 1 mini etekli sarışın ve onun kardeşi 1tane daha kız ama onu pek hatırlamıyorum. Tabi bu arada ne zaman geldiğini bile hatırlamadığım bir erkek arkadaşımız daha gelmiş ve kızlarla içeride muhabbetteler. Neyse deli kızımız o gece ne içtiyse tahmini Ex garip hareketlerde bulunmaya ve garip danslar yapmaya başladı. Sandalyeye tersten candan erçetin oturuşu yaparak tangasını göstermeler mi yerde yuvarlanarak tangasını göstermek mi desem ya da baştan çıkartıcı danslar mı desem ne desem bilemediğim hareketler yaparak evin içinde yuvarlanmaya başladı tabi bizim kızlar bu hatuna sinir olmuş bir şekilde gözlerinden ateş püskürüyor ve bizi kesinlikle içeri göndermiyorlar herhangi birşey için. Servis süper bira bitince hemen geliyor cipsler havada uçuşuyor, çerez hiç bitmiyor cennet gibi bir kış bahçesi :D Neyse bizim 2 oğlanda içerde cebelleşiyor kızları tavlamak için ama tık yok nedense :D Sonra yanımızdaki çift içeri geçtiler serin geldiği için ve içerdeki şamatayı izlemekteler. O ara sevgilim alkolün etkisiyle yerinden kalkamıyor ve benden içerdeki çantasından tokasını getirmemi istedi. Neyse ben çantaya doğru yöneldim. Çanta solda bir tekli koltuğun üzerinde bizim çift olan arkadaşlarda sağda koltuğun üzerinde oturuyorlar. Tam ben tokayı ararken bu deli kız yanıma eldi ve “Tokamı gördün mü” dedi ama ses tonu çok manidardı. Bizim çiftle göz göze geldim gözlerimin içine bakıyorlar ne cevap verecem diye ! Neyse bende standart bir cevap geldi “Ne renkti tokan” oh dedim kurtardım ama öyle basit değildi ben bu cevabı verirken yine arkadaşların gözünün içine bakıyorum hemen yanımdaki kızla bir alakam yok… Kız olayı zora sokmaya çalıştı ne de olsa deli ve kafası gayet iyi ama böyle bir laf beklemiyordum. Dedi ki “Ne renk olduğuna sen karar ver!” Offf benden soğuk terler dökülüyor ve bizim arkadaşlardan gözümü ayırmıyorum ama içimden kurtarmam lazım aksiyona gerek yok diyorum ve ağzımdan şu sözler çıktı ” Yukarıdaki odalara bak istersen !” Neyse benden iş çıkmayacağını anlayan kız diğer arkadaşlara yöneldi ve beni gerçekten zorlayan bir hareketin sonu oldu. Arkadaşlarda gayet hayret verici bir şekilde bana bakmaya devam ettiler ve ben tokayı alıp sevgilimin yanına döndüm. Soğuk terlemeler bu kadar kısa bir konuşma içersinde nasıl oluştuğuna hayret ettim. O gece aksiyon arayan kıza cevap veremediğim için üzgünüm ama sevgilim varken aldatma olayları bana gerçekten uzak isteseydim sevgilim sızdığı dakikalarda bir aksiyon yapardım ama bir toka için değmez gerçekten ! Aksiyonlu bir yılbaşı gecesi geçtikten sonra sabah eskişehir yoluna sabah 7 de çıktığımda sadece ben vardım ve resident evil filminde ki gibi terkedilmiş bir şehire gözlerimi açtığımı sandım ama bu oyun kısa sürdü. Game Over :D
20
Eyl
09

O Gün Bayram Bitti İşte !

Şeker bayramı olması lazım tam emin değilim çooook eski bir hikaye anlatacağım size. Annemle alışverişe gitmişiz ve bana bayramlık alınmış tahmini 7-8 yaşlarındayım süüüpper bayramlıklar aldık ama işin bomba kısmı o zamanlar reebok pump vardı onlardan almaya gittik. Ben bu hava basılan ayakkabılara bayılıyorum. Hava basılan derken hava atılanla karıştırmayı gerçektende pabucun dil kısmında basket topu şeklinde ufak yuvarlak bir popma var ve bu pompayla pıs pıs pıs diye ayakkabıya hava basıyorsun. Çocukluk İşte insana güzel ve değişik geliyor böyle şeyler. Neyse annemle ayakkabıları aldık ama ben seviçten uçuyorum cidden uçuyorum… Herhalde o günden sonra sonra başka bir hediyeye bu kadar çok sevinmemiştim. Neyse eve geldik, o zamanlar 4kişi yaşıyoruz, ben,anne,baba,carlos… Canım oğlum o zamanlar daha çocuk 1 yaşında falan… Neyse ben evin içinde sevinç ve mutluluk dağıtıyorum. evde pozitif bir hava diyecem ama kesinlikle anlatmaya yetmez. Neyse gece oldu yarın bayram olduğu için erken yattım bende, kalkıp bayramlıklarımı ve reebok pump’ımı giyecem. Hani türk filmlerinde vardır ya alır sarılıp bayramlıklarına yatar çocuklar işte bende Reebok Pumplarımı (Ayakkabı ama ayakkabı demeye kıyamıyorum) aldım onlara sarılıp yattım. Güzel rüyalar görmüşümdür eminim. Sabah 10 gibi kalktım ayakkabılarıma baktım ama 1 tanesi yok yere düşmüş heralde ben uyurken. neyse onu aramaya başladım yatağımın altındaydı. Eğildim uzandım aldım. O an başımdan kaynar su değil kızgın yağlar döküldü. Gece ben uyurken ayakkabımın tekini düşürmüşüm ve benim tatlı şeker köpeğim o zamanlar daha çocuk bulmuş bunu ve yemiş. Çiğnemiş her tarafını. Kafayı yiyordum. Bir ağladım ki yedi mahalle duydu ve 1 sene Carlostan Nefret ettim. Annem yenisini alalım dedi ama bayramda tüm dükkanlar kapalı nereden alacaz. Ben bütün bayram ağladım, surat astım. Aslında nasıl güzel başlamıştım…O günden sonra benim bünye bayram seyran tutmaz oldu. Sadece para kaynağı olarak gördüm eee ne oldu büyüdük şimdi para verecek yaşa geldik nerdeyse. Artık bayramları sevmiyorum !



Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Diğer 1.439 aboneye katılın

Blog Stats

  • 81.688 hits