Haziran 2010 için arşiv

28
Haz
10

Sushico Keyfi :D


Çok yağmurlu bir gündü… Göğün dibi delinmiş ve bütün suyunu Ankaraya boşaltıyordu… İlk defa yağmur gören şeker Ankaralılarda erimemek için yağmur damlalarından kaçarken yine trafiği felakete çevirmişlerdi. Bizde Beysukentten yola çıkıp Sushicoya doğru ilerliyorduk. Bir ara yolda eve dönmeyi bile düşündüm ama şansımızı zorlayarak 18.30 da çıktığımız yolculuk 19.55 gibi Arjantin Sushico‘da son buldu. Geldiğimizde bize güzel bir masa rezerve etmişlerdi. Ortam süperdi ama sadece yağmurdan ve trafikten kurtulduğumuz için değildi bu süperlik… Hava daha güzel olsaydı süper bahçesinde oturma şansımız olabilirdi ama bu seferlik içerdeydik. Neyse siparişlerimiz verdik. Ben başlangıç olarak California Roll ve Osaka Roll şipariş ettim, Kız arkadaşımda Çin menüsünden Karışık sebzeli Dana eti, Karışık sebze, Sarımsak soslu brokoli. California Rolllerin üstündeki havyar kehribar rengiydi ve görüntüsüyle beni benden aldı… Bizde afiyetle soya sosuna bandıra bandıra yuttuk… tabi kim durdurur beni ardından 2. siparişimizi verdik Hitomi Roll ve Manhattan Roll… Hitomi Roll yılan balığıyla yapılıyor ve favorim oldu. Zaten yılan balığını çok severim sushi olarak ayrı bayıldım… Onun dışında servis 10 üstünden 10 puanı hak ediyordu. Garsonumuz Kenan ve diğer sevris eden garsonlar etrafımızda dört döndü ve servisi süper hale getirdiler. Son olarakta Balda Kızarmış Muz… :S Buna hiç bişey demiyorum deneyin görün…

Vera Peiffer Şöyle Demiş… ” Rüzgarın nasıl Estiği Farketmez. Farkı Yaratan, Yelkenlerinizi Nasıl Açtığınızdır.”

 

23
Haz
10

Yerin Dibine Girdiğim Gün O Gündür !

Yıllardan fii, aylardan haziran ya da temmuz… ama hikayeye başlamadan önce flash back yapıp geçen seneye gitmemiz lazım. Yıllardan geçensen aylar aynı :D bizim baya büyük 20-30 kişilik bir arkadaş grubumuz var o zamanlar yazlıktayım. Benim yazlığım; ailemin evi. neyse evrim diye bir arkadaşımız bir abisi var kendisi yazman :D Asıl mesleği uzman çavuş gibi bişey olsada bizim grup içersindeki görevi yazman. Her kıza oto boka çöpe alenen yazan ve kızların rahatsız olduğu bir arkadaş. Aynı zamanda bu herif bizim grupta olmanın dışında o bölge jandarmada da görev yapıyor ve hem arkadaşımızın abisi olduğu için hemde jandarma bölgesinde ki görevli jandarma olduğu için kimse kışt diyemiyor. Yazman arkadaş kızları çok rahatsız ettiğinden dolayı bizim ekmeğimizede taş koyuyor ve bu yüzden tüm grup ona gıcık. Gıcık demek yetmez, yolda gören yolunu değiştiriyor. Dilenciden kaçar gibi. neyse bütün yaz bu yazman bizim grubun öbeğine oturdu ve çıkmak bilmedi. o sene tatil bittiğinde bu heriften uzaklaşacam diye çok mutlu olmuştum. Öbür sene geldi tatil başladı… Herkes bu herifi arıyor… Umarım tayini çıkmıştır diye… Neyse birgün kardeşi evrimi gördüm “naber evrim yavşak abin nerde” dedim ve cevabıyla yerin dibine girip ordan çıkmamak istedim. “Abim görevi gereği doğuya gitmişti ve orada şehit düştü” diyince ölüyorum zannettim. sessim çıkmadı, bişey söyleyemedim, yüzüm kızardı, başın sağolsun bile diyemedim… Kafayı öne eğdim ve hızlıca ordan uzaklaştım. Ondan sonra bir daha onun yüzüne bakamadım ve göz göze gelemedim. şimdi söylüyorum.. “çok özür dilerim evrim, çok özür dilerim” “hala unutmadım ve hala çok utanıyorum !”

20
Haz
10

Klişeler #3 -Random-

Zurnanın zırt dediği noktadan gayet uzak bir noktada olmamıza rağmen karşılaşma sıklığı olarak gayet fazla olan klişelerden random seçmeler yaparak abuk subuk bir yazı yazmaktır amacım :D

*Kırmızı kablomu mavi kablomu ?
Bunun bir püf noktası var… Hangi kabloyu seçersen seç son 1-2 saniye karar ver ! asla unutma bunu !Hep doğru kabloyu seçeceğini unutma bu bir film, kesinlikle teröristleri yeneceksin :D. Tam bir Amerikan filmi klişesi :D Buna bağlı olan ve sabahları beni uyandıran saate benzeyen geri sayaçlı bir digital saate bağlıdır bu kablolar. Sanki bombacı bütün bombayı 2 kablodan yapmıştır. Gerzek herif kimse yoksa etrafta bırak patlasın atom bombası değil ya :D

*Kazanmak Mühim değil, öneli olan yarışmak…
Hadi ordan sende… yürü git.. Birinciyle aynı ödülü alacaksam evet sorun yok kısmen ama ne diye Mühim olan katılmak diyeyim ki… Hayatta herkes en az 1 kere birinci olmuştur sperm olarak… O durumda olsaydınız düşünün… Önemli olan katılmak mı diyecektiniz. Siz değil bir başkası çıkacaktı ananızdan :D O yüzden bir yarışmaya katılıyorsanız birinciliği hedefleyin ikinciliğe razı olun üçüncü olursanız ağlayın :D Çok ağlayın ki sizi hırslı zannetsinler.

*Şu an 70 milyon bizi izliyor…
Televizyona çıkan herkesin düştüğü bir yanılgıdır. Herkesin onları izlediğini sanır. Behlülle Bihter Kerkişse televizyon ekranlarında o zaman bile 70 milyon onları izlemezdi emin olun. Çok önemli bir iş yapıyor olsanız televizyon ekranında olmazdınız emin olun… Bu laf Çin halk Cumhuriyetinde geçerli olabilecek bir laftır… Orada söyleyin bunları biz yemeyiz :D

*Aglamiyorum… Gözüme bisey kaçti…
Erkekliğe bok sürdürmemek için yapılan nafile girişimlerden biridir aslında… Aslında dese ağlıyorum, karşısında kız varsa duygulanır hemen sarılır ona :D Erkek arkadaşlarının yanında karı gibi ağlama lafını işitmemek için veya daha ilerde ” nasıl ağlamıştın lan öyle karı gibi” denmemesi için yapılan nafile çalışmayı arkada bırakın… Öyle diyecek adamlarla işiniz olmasın. Ya da alın elinize 3-5 soğan doğramaya başlayın az da olsa kamufle edebilir.

*Yemezsen arkandan aglar…
3-5 yaşlarında olanların psikolojisini bozmak için yapılan bir laf. Çok şükür annem söylemedide benim psikolojim daha az bozuldu. Düşünsenize tabağınızda hüngür şakır ağlayan bir et parçası ” beni ye” diye… Korkarım lan ben ondan ! Canlı canlı bişey yediğimin hissine kapılırım. Taylantta, çinde, japonyada yiyorlar böyle canlı canlı ama burası Türkiye ulan, biz kımıldayan şeyleri yememe gibi bir huyumuz var hatta az pişmiş etten bile uzak dururuz… Lütfen ağlamada biz yiyyelim seni :D Şeftalinin tüyü bile bende aynı etkiyi yapar, sanki bir hayvanı tüylü tüylü yiyormuşum gibi hissederim :D Yazarken bile dilim uyuştu :S

*Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…
Otos, Portos, Aramis ve Dartanyanın yani çakma üç silahşörlerin -ki bunlara hala neden üç silohşörler derler- aralarında söylediği bir laftır. Pratik hayatta kullanımı için en az üç kişi olmanız gerekir. Aslında başlarında bir müdür olsa hiç öyle olmaz, herkes kendini göstermeye çalışır yanındakine kazık atmak vaciptir :D

*Ben almiyim rejimdeyim…
Bu lafın söylendiği gün büyük ihtimalle pazartesidir. salı günü sorsanız böyle bişey duymayacağınıza eminim :D Karşı tarafın içi gider ama alamaz… O lafı söylediğinde yutulacak bir söz değildir… ayrıca bir parça bile bozacaktır günübirlik diyetinizi… Canım istemiyor, çok yedim falan deyinde rezil olmayın bari… ama karnınız guruldar, işte o an nafile bir çabada olduğunuz için çirkefliğe verin, deniz mahsulleri bağırsak hareketlerimi hızlandırıyor diye. Bu iğrenç foktan muhabbetti kimse uzatmak istemez :D

15
Haz
10

Xing Ankara Official business networking event …

12 haziran Cumartesi günüvardı… Süper geçti… katılım sayısı beklediğimden çok daha fazlaydı. Genelde comfirme edenlerin sadece %30’u gelirdi ki- Bu durumu Xingde %50 gibi bir oranla aştık-  İlk önce Ahmet Kutayla(Xing Ankara Ambassadore), Başak temel’e (Limak otel sosyal Medya danışanı) ve Dostum Tolga Özek’e teşekkür ederim ayrıca üstün ve kaliteli hizmetlerinden dolayı Limak Ambassadore otele ayrıca teşekkür ederim… Xing üzerinde birbirini tanıyan ama sadece internet üzerinde birbiriyle iletişim kuran insanları bir araya topladılar. iş,projeler konuşuldu Kartvizitler alınıp verildi, kendi hayatlarımızı hiç tanımadığımız insanlara anlattık… Bir bakıma birbirimize gerçek hayatlarımızda dokunduk. Bir çok projemize destek bulduk, yeni bakış açıları ve fikirler edindik. Bu iletişimden memnun kalmayan olacağını düşünmüyorum… Çok uzun zamandır tanıdığım arkadaşlarımında orada olması bana ayrı bir keyif verdi. JCI (Genç liderle ve girişimciler derneği) Ankara başkanımız Ayşe Kılıç’ın ve Eğitim direktörümüz Seden Savaşkan’ın katılımınada ayrıca sevindim… JCI da olduğu gibi birşeyler yapmalıyım diyen insanların olduğu bir offline networkingde olmak bana keyif verdi.Dolu dolu ve tam anlamıyla bir offline networking event oldu ve bunun ilk ve son kalmaması için elimden geleni yapacağım. İnsanlar sadece iş konuşarak keyif alırmı derseniz “evet alır” derim çünkü hiç tanımadığınız insanlarla tanışarak onlardan birşeyler kapmaksa, amacımız Xing Ankara Official business networking event bunun için biçilmiş kaftan olduğunu öğrendik.  Event süresi bittikten sonra bile insanlar muhabbetlerine devam ettiler ve dağılmamakta direttiler :D Eventin bittiğine inanmak istemeyenler ve dağılmayanlar, bir daha olacağı ve daha büyük bir event olacağı sözünü Ahmet Kutaydan aldıktan sonra mekanı boşalttılar :D Limak Ambassadore otelin dağılmayan arkadaşlara gösterdiği hoşgörüye ayrıca teşekkür ederiz :D

Diğer Fotoğraflar için…

09
Haz
10

Tanrıçanın Çöküşü !

Birgün arkadaşlarla bardayız… içiyoruz erkek erkeğe. içen erkeklerin bulunduğu masada olduğu gibi konularımız futbol ve kadınlardı… Birazda abartmalarla birlikte sex :D Ben pek anlamasamda futboldan ve gerekli muhabbeti yapamasamda, kadınlarla ilgili derin bilgilerim olmasada palavralar sıkıyordum her erkek gibi masada… Yok ben uçarım giderim , konuşur koparırım bu geceyi falan. Tam o anda yanımızdan bir ahu dilber geçti… ama öyle böyle değil dibiniz düşer. scarlett johansson’un kopyası gibin bişey tam bir tanrıça. Neyse hatunu gözle takip ediyoruz, dışarıya doğru gidiyor bizde ona aval aval bakıyoruz. Gözleri alabilene aşk olsun, tüm barda kafaları döndüre döndüre gidiyor büyücü gibi. Bir fırtınaydıdı geçti ama muhabbet otuz saniye kesildi. Hatun dışardan gelirken elinde telefon -belli ki tokmakçılarından biriyle konşmuş- dikkat kesildik buna. Muhabbet yine kesilmiş durumda. Yanımızdan geçerken kızın telefonu çaldı. keşke çalmaz olaydı. Hayallerimiz yıkıldı. Hayallerimizde yer alacak hatunun telefonunda sibel canın bir parçası çalıyordu… Çakmak çakmak gözleri… felan falan :S Tam keçiörensosyete.com… çıt çıt çıt nabıyon gıııı kızlarında…Biz bu tiplere kısaca kezban diyoruz. offf masaca kestiğimiz ve hayallerimiz süsleyen hatun keko çıkmıştı. Hayallerimizi suya düşmüştü… ve masa da eski yaşadığım bir anıyı paylaşmak zorunda kaldım arkadaşlarımla. Birgün sahilde arkadaşlarla oturuyoruz… Kızlı erkekli 10 -12 kişilik bir ekip… Muhabbet dönüyor, keyifler acayip güzel, kafalar gayet iyi o saat için. neyse birden seri dürtülmelerle bir hatun gösterdiler… hatun beyaz bikinisini giymiş :S Bütün mal mülk yerli yerinde :D Scarlett johansson  #2 :D Neyse ekipteki kızlarda dahil olmak üzere göz takibine aldık hatunu… Parmaklarının ucunda sekerek ve saçlarını savurarak sahile kadar geldi… sağa sola baktı ki dikkat çekip çekmediğini check ediyordu. Farketmişti dikkat çektiğini… Biraz geriye doğru gerildi sahilden denize atlamak için. hala gözler üstünde hatunun -Kızlar dahil-… Hatun daldı suya dipten biraz gitti ve suyun üstüne çıktı ve ağzından şu sözcükler döküldü “uyyy mememin ucu dondu daaaaa”   :S inanılacak gibi değil herkesin suratında bir ekşime. Acayip bir hayal kırıklığı… muhabbet 1 dakika kadar kopmuş ama herkese en az yarım saat kadar gelmiş ve sonunda kocaman bir hayal kırıklığı… Herkes muhabbete kaldığı yerden devam etti sanki o an hiç yaşanmamış gibi… Böyle tanrıça gibi kızların kezban çıkmasından nefret ediyorum… Dünyada böyle hatunlar olduğu sürece hayal kırıklıkları devam edecek ve vodka bile duyan insanlar için çare olmayacak !

Barış Bıçakçı şöyle demiş “bu dünyada hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi!”




Enter your email address to subscribe to this blog and receive notifications of new posts by email.

Diğer 1.439 aboneye katılın

Blog Stats

  • 81.681 hits